Bazen hayat, yolculuklarımızda karşılaştığımız insanlar sayesinde anlam kazanır. Her birimiz, farklı bakış açıları ve yaşam tarzlarıyla bu yolculuğu kendi şekilde tamamlamaya çalışırız. Ve bazen, tam da bu farklılıklar yüzünden birbirimizi anlamakta zorlanırız. Bugün sizlere, erkeklerin çözüm odaklı yaklaşımını, kadınların ise empatik bakış açısını yansıtan bir hikâye anlatmak istiyorum. Bu hikâye, “Keles gibisin” ifadesinin ne demek olduğunu daha derinlemesine keşfetmenize yardımcı olacak.
“Keles Gibisin” Ne Demek? Bir Hikâyenin Ardında
Her şey, küçük bir kasabada yaşayan Zeynep’in bir sabah iş yerinde yaşadığı bir olayla başladı. Zeynep, dağlara karşı bir kahve içmenin keyfini çıkaran, hayatı ve insanları gözlemeyi seven bir kadındı. İnsanların içinde kaybolmayı değil, onlarla anlamlı ilişkiler kurmayı severdi. Bir gün, iş arkadaşlarından Ahmet’le bir konu hakkında tartıştılar. Konu, iş yerindeki yeni projeye dair fikir alışverişiydi. Ahmet, çözüm odaklı yaklaşımıyla hemen bir çözüm önerdi: “Bunu yapalım, şu adımları takip edelim, sonra her şey yoluna girer.”
Erkeklerin Çözüm Odaklı Yaklaşımı
Ahmet’in tavrı, pek çok erkeğin ortak özelliği olan “Çözüm odaklı olma” yaklaşımını yansıtıyordu. Onlar, sorunları hızlıca tanımlar, mantıklı adımlarla çözmeye çalışırlardı. Fakat Zeynep, bu yaklaşımı biraz farklı bir açıdan değerlendiriyordu. Çünkü Zeynep, her şeyin yalnızca mantıkla çözülmediğini biliyordu. İnsan ilişkileri, duygular ve empati, çok daha derinlemesine incelenmesi gereken unsurlardı. Ve tam da bu yüzden, Ahmet’in önerdiği çözüm, ona eksik geliyordu.
Kadınların Empatik ve İlişkisel Yaklaşımları
Zeynep, Ahmet’in çözüm odaklı yaklaşımına karşılık, “Bu projeyi sadece bir iş olarak görmemeliyiz, insanlar nasıl hissediyor, duygusal ihtiyaçları ne? Bunu göz önünde bulundurmalıyız,” diyerek kendi bakış açısını ortaya koydu. Ahmet ise şaşkın bir şekilde, “Ama Zeynep, bu şekilde ilerlerseniz zaman kaybı olur,” dedi. Oysa Zeynep, zaman kaybı olmasına aldırmaksızın, herkesin duygusal yanlarını göz önünde bulundurmanın, daha uzun vadede başarılı bir sonuç vereceğine inanıyordu. Çünkü Zeynep, kadınların duygusal zekalarını ve empatiyi nasıl ön planda tuttuğuna inanıyordu. İşte o anda, Zeynep “Keles gibisin,” diyerek ahenkli bir şekilde durumun özünü belirledi.
“Keles Gibisin” İfadesinin Derin Anlamı
“Keles gibisin” ifadesi, genellikle birine özgüvenli, cesur ve biraz da inatçı olduğu söylendiğinde kullanılır. Zeynep, Ahmet’in çözüm odaklı yaklaşımına hayran kalmakla birlikte, bazen o kadar keskin ve derinleşmiş bir stratejiyi izlerken, insanları biraz ihmal edebileceğini fark etti. Keles, bir dağ keçisidir ve zorlu arazilerde bile dimdik durabilen, yolu izleyen bir hayvandır. Ancak, zaman zaman sadece mantıkla ilerlemek, insanları göz ardı etmeye yol açabilir. Zeynep, tam olarak bu yüzden “Keles gibisin” diyerek Ahmet’e hem bir eleştiri yaptı hem de içtenlikle ona empatik bir bakış açısının ne kadar önemli olduğunu hatırlatmaya çalıştı.
İş dünyasında ve ilişkilerde, bazen çözüm odaklı düşünmek önemlidir. Ancak, insanın kalbiyle, duygularıyla ve ilişkileriyle ilgili daha derin bir bağ kurmak da bir o kadar değerli. Zeynep’in mesajı şuydu: Başarı sadece stratejiyle değil, insanları anlamak ve onların duygusal ihtiyaçlarını göz önünde bulundurmakla elde edilir. Erkeklerin çözüm odaklı, kadınların ise empatik bakış açıları arasında bir denge kurmak, her iki tarafı da daha güçlü kılar. İşte bu dengeyi bulmak, Zeynep’in ve Ahmet’in ilişkisini daha derin bir seviyeye taşıdı.
Sonuç: Keles Gibisin, Ama İnsan Olmayı Unutma
Zeynep ve Ahmet’in hikâyesi, aslında hepimize bir ders veriyor. “Keles gibisin” demek, güçlü ve inatçı olmanın ötesinde, bazen insanların duygusal ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak, onlara empatiyle yaklaşmanın ne kadar önemli olduğunu anlatır. Hayat, sadece stratejiler ve çözümlerle değil, insanların kalbini anlamakla daha değerli hale gelir. Kim bilir, belki de her birimizin Keles gibi sağlam bir duruşu vardır, ama insan olmayı unutmamalıyız. Çünkü bazen, en zorlu arazilerde bile, empati ve anlayışla yürüyebilmek en güçlü çözümdür.
Peki ya siz? Keles gibisiniz ve hayatınızda duygusal ve empatik bir yaklaşım ile güçlü bir strateji arasında nasıl bir denge kuruyorsunuz? Yorumlarda paylaşabilirsiniz!