Gündelikçi Ücreti Ne Kadar? Emek, Güç ve Görünmeyen Siyaset Bir Siyaset Bilimcinin Düşüncesi: Gücün ve Düzenin İnce Hatları Toplumsal düzen, yalnızca yasalarla ya da kurumlarla kurulmaz; görünmeyen ilişkilerle, sessiz kabullerle ve küçük ekonomik pratiklerle şekillenir. Gündelikçi ücreti üzerine düşünmek, bu görünmez düzenin içinde dolaşmak gibidir. Çünkü gündelikçi, sistemin en alt basamağında durur ama o basamak olmadan hiçbir yapı ayakta kalamaz. Bir siyaset bilimci için bu mesele, sadece “bir hizmetin bedeli” değil, bir iktidar meselesidir. Kim çalışır, kim öder, kim karar verir? İşte bu sorular, modern toplumun sessiz siyasetini açığa çıkarır. Gündelikçi ücreti, ekonominin değil; gücün, cinsiyetin ve sınıfın konuştuğu bir…
8 YorumYazar: admin
Kemer Dirençli Ne Demek? Bir Direnişin ve Kabullenişin Hikâyesi Hayatın İçinden Bir Başlangıç Bazen bir sabah uyanırsın ve hayat, sana hiç alışık olmadığın bir kelimeyle merhaba der. “Kemer dirençli.” İlk duyduğumda anlamını bilmediğim bu iki kelime, bir anda hayatımın merkezine yerleşti. Sanki içimde bir düğüm çözülmeden kalmış, bir sır açığa çıkmayı bekliyordu. İşte bu yazıda, yalnızca bir terimi açıklamakla kalmayacağız; onun ardındaki insan hikâyesini, mücadeleyi, umudu ve sevgiyi de birlikte keşfedeceğiz. Bir Teşhisle Başlayan Yolculuk Elif, kırk yaşında, güçlü ve sevgi dolu bir kadındı. Hepimizin hayatında bir Elif vardır: Gülümsemesiyle etrafını aydınlatan, dostlarının dertlerini kendi derdi gibi hisseden, empatisiyle dokunduğu…
8 YorumBir filozof için müzik, zamansal akışın sesli izdüşümüdür; film sahnesinde çalan bir şarkı, sadece atmosfer yaratmaz, varoluşun tonlarını titreştirir. “Benden Ne Olur” filminde çalan şarkılar, karakterlerin iç dünyasını, zamanın dokusunu ve izleyicinin belleğini örer. Bu yazıda etik, epistemoloji ve ontoloji açısından bu müzikleri nasıl değerlendirebileceğimizi tartışacağım. — Film Müziği ve Ontoloji: Sesin Gerçek Varlığı Ontoloji, “varlık nedir?” sorusunu sorar; film müziği bağlamında bu soru, “Çalan şarkı nasıl var olur?” şeklini alır. Bir film sahnesine yerleştirilen şarkı; ses olarak, kayıt olarak, film akışıyla harmanlanmış bir varlığa dönüşür. O ses, film içinde “gerçek” hâline gelmiş bir varlıktır. “Benden Ne Olur?” filminin orijinal…
8 YorumAntalya Sahilinin Antropolojisi: Denizle Kurulan Kültürel Bir Diyalog Bir antropolog olarak, beni en çok büyüleyen şey doğa ile insan arasındaki görünmez anlaşmadır. Deniz, yalnızca suyun sonsuzluğu değildir; insanın ritüellerini, sembollerini, toplumsal yapısını şekillendiren bir kültürel aynadır. Antalya’nın sahilleri de bu aynanın en parlak yüzlerinden biridir — hem coğrafyanın hem kimliğin sahnesi. Bu yazıda “Antalya deniz sahili kaç km?” sorusuna yanıt ararken yalnızca rakamlardan değil, bu kıyının insanla kurduğu ilişki biçimlerinden söz edeceğim. Çünkü sahil uzunluğunu ölçmek mümkündür, ama sahilin insandaki anlamını ölçmek asla. Antalya Deniz Sahili Kaç Kilometre? Önce bilginin çıplak hâlini verelim: Antalya’nın deniz sahili yaklaşık 640 kilometre uzunluğundadır.…
Yorum BırakÇaşni Ne Demek Osmanlıca? Edebiyatın Tadında Bir Kelimenin Yolculuğu Kelimelerin kaderi vardır. Her biri bir zamanlar bir insanın dudaklarından dökülmüş, bir metnin kalbinde yaşam bulmuş, bir duygunun rengini taşımıştır. Çaşni de bu kadim kelimelerden biridir; tınısıyla bile bir çağrışım yaratır, ağızda bir tat, zihinde bir renk bırakır. Bir edebiyatçı için kelimeler yalnızca anlam değil, aynı zamanda birer estetik varlıktır. Bu nedenle “çaşni” kelimesi, hem Osmanlı mutfağının hem de Osmanlı edebiyatının sembolik tatlarından biridir. Edebiyatın büyüsü, kelimelerin dönüştürücü gücünde gizlidir. Çaşni de bu büyünün bir parçası olarak, yalnızca “tat” ya da “lezzet” anlamına gelmez; aynı zamanda bir metnin, bir duygunun ya…
8 YorumZaman ve Vakit: Ekonominin Kısıtlı Kaynakları ve Seçimlerin Sonuçları Kaynakların Sınırlılığı ve Seçimlerin Sonuçları Bir ekonomist olarak, her gün karşılaştığımız temel sorulardan biri, sınırlı kaynaklarla nasıl en verimli şekilde kararlar alabileceğimizdir. Zaman, tıpkı para gibi sınırlı bir kaynaktır ve bu kaynağı en iyi şekilde kullanmak, tüm ekonomi biliminin temel hedeflerinden birini oluşturur. Zaman ve vakit kavramları, sadece günlük yaşamımızda değil, ekonomik kararlarımızda da önemli bir yer tutar. Zamanı nasıl harcadığımız, kişisel refahımızdan, toplumsal kalkınmaya kadar geniş bir etki alanına sahiptir. Zaman, bir ekonomik kaynaktır ve bu kaynağın etkin kullanımı, bireysel ve toplumsal refahı doğrudan etkiler. Piyasaların dinamikleri, insanların ekonomik kararları…
8 YorumKandil Simidi Hangi Ülkenin? Simidin Pasaportu, Komşuluk Diplomasisi ve Biraz da Mutfağın Jeopolitiği Şimdi dürüst olalım… Bir kandil gecesinde gelen misafire çayla birlikte kandil simidi uzatıp “Al bakalım bu da İtalyan mutfağının bir şaheseri” diyen kimse olmadı. Ama işte mesele tam da burada başlıyor: Kandil simidi kimin? Hangi ülkenin? Yoksa hepimizin mi? Gel, bu çıtır, susamlı, bayram gibi kokan meseleyi biraz mizah, biraz strateji ve bolca merakla ele alalım. Kandil Simidi Savaşları: Erkekler Strateji Kurar, Kadınlar Hatırayı Anlatır Diyelim ki bir masa etrafında toplandık ve bu soruyu ortaya attık. Erkekler hemen stratejik bir plan yapar: “Bak kardeşim, Osmanlı topraklarında doğmuş,…
8 YorumMohamed Hadid’in Dini Nedir? Edebiyatın Dönüştürücü Gücü Üzerinden Bir İnceleme Kelimenin gücü, insanın dünyayı algılama biçimini derinden dönüştürebilir. Her bir sözcük, bir evrenin kapısını aralayabilir, her anlatı bir hayatın seyrini değiştirebilir. Edebiyatın büyülü dünyasında, karakterlerin içsel dünyaları, inançları ve kimlikleri, yalnızca metinlerin içinde var olmaz; aynı zamanda onları okuyan her bireyin düşüncelerinde, ruhunda, hayal dünyasında da şekillenir. Mohamed Hadid’in dini nedir? Bu soru, bir edebiyatçı bakış açısıyla, yalnızca bir bireyin inançlarıyla ilgili bir merak değil, aynı zamanda bir karakterin hayatını, toplumsal yapıları ve kültürel bağlamları anlamaya yönelik derin bir keşif yolculuğudur. Dini Kimlik ve Edebiyatın Simgesel Derinliği Bir insanın dini…
8 YorumKimler Grev Yapabilir? Emeğin Sesi, Hukukun Sınırı Grev Hakkının Anlamı: Bir Eylemden Fazlası “Kimler grev yapabilir?” sorusu, sadece bir hukuk maddesinin değil, bir toplumun adalet anlayışının sınırlarını sorgular. Çünkü grev yalnızca çalışmamak değil, emeğin değerine dair bir söz söylemektir. Bu soruya yanıt ararken tarihe bakmak gerekir; çünkü grev hakkı, bir anda doğmamış, mücadeleyle kazanılmış bir haktır. Grev yapabilenler, aslında hak talep etme cesareti gösterenlerdir. Tarihsel Arka Plan: Sessizlikten Mücadeleye Cumhuriyet’in ilk yıllarında Türkiye’de grev, yasalarla yasaklanmıştı. 1925’te yürürlüğe giren Takrir-i Sükûn Kanunu ve 1936’daki İş Kanunu, işçilerin çalışma koşullarını düzenlese de grev hakkını tanımadı. Çünkü o dönemin temel önceliği, ekonomik…
8 YorumKalsiyum En Çok Hangi Besinlerde Var? Bir Sofranın ve Hayatın Hikâyesi Mutfağın penceresinden sabah güneşi süzülüyordu. Elif, kahvaltı masasını hazırlarken tencereden yükselen süt kokusuna gülümsedi. Aynı anda odaya giren eşi Murat, elinde telefonla bir tablo gösterdi: “Bak Elif, bu listeye göre en çok kalsiyum içeren besinleri sıralamışlar. Eğer bu plana göre alışveriş yaparsak, haftalık bütçeyi %12 daha verimli kullanabiliriz.” Elif gözlerini devirdi ama gülümsedi. “Senin için beslenme bile bir strateji meselesi, değil mi Murat?” dedi. “Benim içinse, kalsiyum sadece kemikleri değil, anıları da güçlendiriyor.” O an sofrada iki farklı dünya buluştu: biri hesap yapmayı seven, çözüm arayan; diğeri duyguları, geçmişi…
Yorum Bırak